Nakliyecilik Aslında Uluslararası taşımacılık sektörü ülkemizin dış ticareti ile doğrudan endeksli bir büyüklüğe sahip. Elbette transit ticaret olarak adlandırdığımız, ülkemize uğramadan ticareti yapılan ürünlerin taşıması da ülkemiz nakliyecilerinin potansiyel işleri arasında yer alsa da ne yazık ki karayolunda bu oran pek de yüksek sayılmaz.
Dolayısı ile dış ticaret hacmimiz yükseldikçe Türk nakliyecisinin de gümrük müşavirlik firmalarının da antrepo işletmecilerinin de ve hatta ulusal faaliyet gösteren taşımacıların da işleri aynı oranda artmakta, elbette azaldıkça da aynı oranda düşüş göstermekte.
Genel olarak uluslararası karayolu taşımacılığı, ülkemiz nakliyecilerinin en çok yatırım yaptıkları alanların başında geliyor.
Türkiye bu alanda her ne kadar Avrupa’daki taşımaların pek çoğunu domaine edebilme gücüne sahip olsa da halen AB’ye tam üye olmayışımızın Türk nakliyecisine yarattığı sorunlar, bu sektörde rekabet etmeye çalışan firmalar için sıkıntılar içermeye devam ediyor.
İlgili kurumlar başta olmak üzere pek çok kuruluşun girişimlerine rağmen, halen Türk nakliyecileri Avrupa’da birçok kota eylemi ile karşı karşıyalar. İlgili kurumlar ve diğer kuruluşların, bürokratların ve siyasi otoritenin üzerine bu konuda çok fazla iş düştüğünü her fırsatta dile getiririz.
Ancak, son yıllarda Ortadoğu ülkeleri ile olan ticaretimizin azalışı, yakın tarihte ticarete yansımaları, az da olsa Avrupa ile olan ticaretimizdeki azalma hep uluslararası karayolu taşımacılığı yapan firmaların aleyhine olan gelişmelerdir.
Araçlara yapılan yatırımların boyutları düşünüldüğünde önemli bir sermayeyi bünyesinde barından ve zaten gerek mazot fiyatlarındaki artışlar gerek geçiş ücretlerindeki sürekli değişim ile kâr etmeyi unutan bu sektörde açılan yaraların, çok daha kalıcı ve keskin çözümler ile kapatılması gerektiğini düşünmemek elde değil.
Dış ticaret politikalarımız öylesine büyük önem taşıyor ve o kadar çok sektörü besliyor ki, bunların hepsinin önemini ayrı ayrı ele almak ve çözüm üretmek bir zorunluluk. İşte nakliye sektörü de bana göre bu konuda ilklerden.
Gerekse ilgili kurumlar, kendi üzerlerine düşeni yapmakla elbette doğru yapmışlar, ancak çok daha fazlası yapılmalı ve bu önemli sektörümüz rahatlatılmalıdır. Aksi halde bunca yatırımın, yatırımcının ve emekçinin daha büyük zararlar görmesi kaçınılmaz olacak…..